EYÜP KAPLAN: BU GİDİŞ NEREYE KADAR EY İNSAN?

0 486

İnsan, bu dünyaya başı boş gelmemiştir. Yaratıcısına kendisine ve çevreye karşı vazifeleri vardır…
Cenâb-ı Hak insanı âleme sultan ve yeryüzüne halife tayin etmiş, bir ucu ezelde diğer ucu Ebedde olan dünya ve ahiretin ölçülerini ve hassas dengelerini onun için düzenlemiştir. Evet Allah Teâla, insanları dünyada maddi ve manevi nimetlerine mahzar etmek için yarattı, tâ ki insanlar, O’na ibadet etsinler, O’nun isimlerini ansınlar ve O’na şükürde bulunsunlar.

İşte insanoğlu, dünya ve ahiret saadetini bu vazifeleri yerine getirmekle elde eder. Cenab-ı Hakk’ın muradı da zaten, insanların bu saadet ve huzurla yaşamasıdır. İşte dünya ve ahiretteki nimetlerin kendisine takdim edildiği bu insan, o nimetleri kendisine veren Zat’a karşı şükür ve ibadetle mükelleftir.

Evet, “Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” (Tîn, 95/4)  ayet-i kerimesinden anlaşılıyor ki, insan maddi ve manevi birçok cihetle en güzel bir şekilde yaratılmıştır. Mesela; insanın manevi cevherlerinin kaynağı olan ruhu güzeldir, o ruhun elbisesi olan bedeni güzeldir, bir irfan meşalesi olan aklı güzeldir, Allah’ın varlığının şahidi olan vicdanı güzeldir. Dimağı güzeldir, zira orada zeka denilen pırlantanın parıltısı vardır. Konuşması ve ifadesi güzeldir, düşünmesi ve hayali dahi güzeldir…

Evet, insan kendine verilen bu kıymetli cevherlerin değerini takdir edemeyip Allah’a karşı nasıl gaflette bulunur ve onları kaybederek, nasıl aşağıların en aşağısına düşer?

Yüksek insanlar da, alçak insanlar da bu dünyada yetişiyorlar. Ve âhirette her nefis kendi ameline uygun saadete eriyor yahut azaba düşüyor.
Öyle ise kişi huzuru parada malda mülkte mevkide değil, Cenabı Allah’a iteatta aramalı. Nitekim Cenabı Mevla Kur-an’ı Kerim’de:Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle tatmin olur.” (Rad, 13/28) buyuruyor.
Bu zamanımızda daha çok hataya sevk ediliyoruz. Biz nerede hata yapıyoruz? Düşünmeli ve tez vakitte çareyi bulmalıyız? Kendimize çeki düzen vermeliyiz. Çünkü burası dünya. Ebedi bir ömür yok. ‘ten emanet tendeki can emanet. Bizim olmayana da hükmümüz yok…
Öyle ise bu gidiş nereye ey insan oğlu? Yüce Mevlâ’ya, amirimizin patronumuzun eşimizin dostumuzun sözünü tuttuğumuzun ne kadarını tutuyoruz?
Bu asilik âmirine olsa işten olursun. Babana olsa evlatlıktan olursun, eşine olsa yalnız kalırsın.
E o vakit kendini tanı ben kimim? Dünyada tek işim dünyayı memnun etmek mi? Kendini memnun etmek mı? Yoksa ; bizi bir damla sudan yaratan ve şekil veren , üstelik akıl fikir veren Rabbimizi memnun etmek mi?
Rabbimize karşı insanın görevi nedir?
O halde bizlerin görevi , ne zevk ve safa, ne de yiyip içmek içindir. O dünyaya her şeyden önce Allah’a iman etmek, O’nu esma ve sıfatlarıyla tanımak, O’na muhabbet ve kulluk etmek için insan bu dünyaya gönderilmiştir. İşte insan için en büyük zevk, bu vazifeleri yerine getirmektir. Zaten hayatın gayesi bunlar olduğu gibi, faziletin de kaynağı, pınarı bunlardır. Eğer, bir insan hayatını saadet ve neşe ile geçirmek istiyorsa, bu vazifeleri tam manasıyla yerine getirmesi gerekir. Haram dairesinde zevk ve sefa arayanlar en aşağı mertebelere düşerler. Bir kısım insanlar Allah’ın lütfuyla cennetin çiçeği olduğu gibi, bir kısmı da O’nun adaletiyle cehennemin odunu olurlar.
Rabbim bizlere sana layıkıyla ibadet ve itAat edenleRden eyle , ve ibadetlerimizi kabul buyur.
Selam ve dua ile
Eyüp KAPLAN
02.07.2019

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.