İnsana yıllık 365 gün ,bir günde 1440 dakika 86400 saniye verilir. Evet sayılı yıllar aylar günler dakikalar ve saniyeler.
Zaman kumbaramıza yatırılan bir günlük servetimiz 1440dk 86400 saniye. Nasıl değerlendirilmeli?
Zaman duraklatılamaz, geriye alınamaz, yarına transfer edilemez; satın alınamaz, borçlanılamaz, ödünç verilemez bir kaynaktır. Bunun ne kadar bilincinde olur ve bu kaynağı ne kadar etkin kullanırsak, o kadar başarılı ve mutlu oluruz.
Öyle ise geride pişmanlıklar dolu bir zaman yerine, ebedi hayatı kazanacak bir ömür geçirmek her insanın yegane amacı olmalı.
İnsan bu ne görse bir üstünü ister. Hiç bir vakit doymaz . Doysada her doyumdan sonra bir doyumsuzluk başlar. Çünkü yaratılış gerçeği bu. Bu özelliğiyle yaratılmıştır. Ondandır ki kapre koyulurken bir avuç toprak serbilir yüzüne.
İnsan neye değer verir. O değer verdiği o anlık mı değerli gerçekten, yoksa hiçbir zaman değerini kaybetmeyecek mi? Elimizdekilerin değerini bilmeyip te , nelere ne kadar değer veriyoruz. İnsan neye ne kadar değer vermeli? Elimizden çıkınca mı kıymetlenir, yoksa zaten kıymetliydi de bizden uzaklaşınca mı onun değerini anladık? Gerçekten insan elindekilerin kıymetini neden? Kaybetmeden yitirmeden bilemez. Değerini anlamak için illaki onu kaybetmemiz mi gerekir?
Kendimizden başlayalım. İnsanın eline verilmiş bir zaman vardır. İçinde bulunduğumuz zaman. Şuan bizim ya yada bizim sandığımız zaman ne kadar değerli bizim için. Gerçekten zamanı değerlendirebiliyormuyuz? Kıymetini bile biliyor muyuz? Kıymetini bilmek için illaki kaybetmek mi gerekir? Bizim istifademize sunulmuş büyük bir nimet. Zamana verdiğimiz değer ne kadar? Ne kadar iyi kullanabiliyoruz?
İbn Abbas (ra)’ın naklettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
“İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.” (Buhari, Rikak,
Ayrıca, gündüzlerini oruçla, gecelerini ibadetle geçirerek bitap düşen Abdullah b. Amr’a “Böyle yapma. Oruç tut fakat iftarını da yap. Gece ibadet et ama uykunu da al. Çünkü vücudunun sende hakkı var, gözünün sende hakkı var…” (Buhari, Savm, 54) diyen Efendimiz, insanın hangi niyetle olursa olsun bedenine karşı olan görevlerini ihmal etmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Çünkü bedenimiz, Rabbimizin bizi, ahirette onu nasıl kullandığımızdan sorumlu tutacağı bir emanetidir.Mümini “boş ve gereksiz şeylerden yüz çeviren kişi” olarak tanımlayan (Müminun, 23/3) Rabbimizin “Bir işi bitirince hemen bir başkasına koyul” emri (İnşirah, 94/7) doğrultusunda her anımızı iyi değerlendirmektir. Yalnızca iyi ve kötü amellerimizin değil, diğer nimetlerle birlikte bize bahşedilen “zaman”ı nasıl kullandığımızın da hesabını vermekle yükümlü olduğumuzu unutmamalıyız.
Sahabeden bir zat diyor ki, Peygamber Efendimiz bir gün mescide geldi. Elinde iki tane taş vardı. Birini uzaklara attı, diğerini ayakucuna koydu, beklemeye başladı. Sahabe-i kiram arif insanlar; sordular: “O uzağa attığınız taş nedir, ayakucunuza koyduğunuz taş nedir Ya Resullalah?” diye. Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “O uzağa attığım taş insanın bir an sonra yapmayı düşündüğü istediği şeydir. O insanın emelidir. Ayakucuma koyduğum taş ise insanın ecelidir.” buyurdu. Ecel insanın hayellerine ulaşmak isterken ansızın buluveriyor. Öyle ise:
Ömrümüze yeni bir sayfa eklemeliyiz geriye dönüp değerlendirme yapmalı, her şeyden önce sağlığımızı ve zamanımızı nasıl kullandığımızı gözden geçirmeli ve hatalarımız varsa bunların telafisini yapmak için hâlâ zamanımız olduğuna sevinip şükretmeli ve bundan sonra sahip olduğumuz bu iki eşsiz nimeti daha özenli kullanmanın yollarını aramalıyız.
Evet insan gerçekten zarardadır. Elindeki herbir günü bir altın gibi düşünürsek, bir altın öyle boş şeylere harcamak için bozdurulur mu? Çünkü önemli gün ve zor zamanlarda kullanmak için bazı işlerden kısarak elde edilmiştir. Zor zamanda elde edilmiş, rahat bir zaman için heder edilir mi?
Evet Ey insan! Yeter. Artık yeter. Boşvere boşvere bu zamana geldin. Elimizdeki zamanın sağlığın bize verilen nimetlerin vede eş ve dostların yanımızda iken kıymetini bilelim. Onların değerini anlamak için illaki kaybetmek mi gerekir? Şuanlık zaman senin için çok değerli belkide yenibir sayfa açıp kendine verilmiş son zamanlarındır. Kimse bilemez değil mi? Bizi nerde ne vakit ne şekilde acil bizi bulacak.
Unutma! Zaman hiç kimse için durmaz Geçmiş zaman tarihtir Gelecek zaman sırlar, meçhullerle dolu.
Asıl gaye ve amacımız dışında kullanılan değerler pişmanlıktan başka birşey bırakmaz geride.
Sadece şu an sana verilen gerçek bir armağandır.
İşte o armağan hediyelerin değer kıymet önemini bilmek ve değerlendirmek dilekleriyle kalın sağlıcakla. Rabbim bizi eli boş huzuruna varanlardan, Rabbim bizlere kendine layıkıyla ibadet teat edenlenden ve ibadetlerinde takvaya erişenlerden, herşeyin en hayırlısını nasip eylesin. Amin