SABAH NAMAZI FAZİLETİ VE SABAH NAMAZINA KALKMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

0 2.892

Değerli Dostlar! “Namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.”[1]Ve Resulü Ekrem’in (a.s.m.) ifadesiyle “Cenab-ı Hak her Müslüman olan erkek ve kadına gece ile gündüzde beş vakit namazı farz kılmıştır.”[2] Bu namazların ilki de Sabah namazıdır. Bu namazı ilk kılanda Hz. Âdem (a.s.) dir. Hz. Âdem (a.s.) “Cennetten indirildiğinde gecenin karanlığından korkmak üzere iken fecir doğdu. Hz. Âdem (a.s.), Allah-ü Teâlâ’ya şükretmek için iki rekât namaz kıldı. Birinci rekâtı gecenin karanlığından kurtulduğu için, ikinci rekâtı gündüzün aydınlığına kavuştuğu için kılmıştır.”[3]

SABAH NAMAZI ÖNEMİ

“Bizimle onlar (münafıklıklar) arasındaki ayırıcı temel unsur namazdır. Namazı terkeden kimse küfre düşer.” (Tirmizî, Îmân 9)

1. Sabah namazını kılan, Allah’ın garantisindedir

Sabah namazı, günün ilk imtihanı, ilk ibadetidir. Dolayısıyla güne iyi başlayıp ilk imtihanı başarmalısınız ki, diğer imtihan ve tehlikelere karşı daha güçlü ve donanımlı olasınız.

Nitekim Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın garantisi altındadır.” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) buyurarak bu gerçeği belirtmiyor mu?

Sabah namazını kılarak, güne “Allah’ın garantisi” altında başlayan bir mü’min, artık ertesi güne kadar karşılaşacağı mücadele ve tehlikelerde büyük bir güven ve güç sahibidir.

Bir insan güne nasıl başlarsa, genellikle geceye kadar öyle devam eder. Güne iyi başlayan, nefis ve şeytana karşı giriştiği savaşta zafer kazanan bir mü’min yatıncaya kadar başarılı olacaktır.

2. Sabah namazının sünneti bile dünyadan hayırlı

Sabah namazı o kadar önemlidir ki, onun sünneti bile teheccüd namazından sonra en kuvvetli sünnettir. Hadiste,

“Sizi atlılar kovalayacak bile olsa sabah namazının iki rekât sünnetini terk etmeyin.”,

“O, dünyanın tamamından hayırlıdır.” buyrulmuştur. (Kütüb-i Sitte, c.8, s.424)

Acaba sabah namazına engel gibi gösterilen hangi bahane, bir insanı düşmanların kovalamasından daha tehlikeli ve dünyanın tümünden daha değerli olabilir?

Namaza bahane gösterdiğimiz hangi sıkıntı, hangi tehlike, bizi düşmanların kovalaması kadar korkunç olabilir?

Bu durumda bile sabah namazını kılmamız emrediliyor. Çünkü, her şeyin sahibi Allah’tır. Onun emri yapıldıktan sonra hiçbir tehlike bize zarar veremez. Verse bile, görünüşte dünyamız yıkılmış, ama ahiretimiz kurtulmuş olur.

Faniyi verip bakîyi kazanan zarar eder mi?

3. Hz. Ömer (ra) yaralıyken bile sabah namazını kıldı

Peygamberimizin (a.s.m.) güzide sahabeleri namaza öylesine önem verirlerdi ki, onun uğrunda hiçbir engel tanımaz, savaş, yaralanma, ölüm bile vız gelirdi.

Dünyada iken cennetle müjdelenenlerden Hz. Ömer (r.a.), kanlı bir suikaste uğramıştı. Yarasından kanlar akarken sabah namazını kılmış, namazı terk etmeyi aklından bile geçirmemişti.

Yine Hendek Savaşında yaralanan Sa’d bin Rebi (r.a.) için mescidin içinde çadır kurulmuş, kanları akarken orada namazını kılmış ve bu hal üzere vefat etmişti.

Şu müthiş olaya bakın:

Peygamberimiz (a.s.m.) ve ashabı Zâturrikâ’ Gazvesine çıkmışlardı. Bir yerde mola verildi ve Peygamberimiz Abbâd bin Bişr (r.a.) ile Ammar bin Yasir’i (r.a.) bir geçidin girişine nöbetçi tayin etti.

Bu iki zat geçidin ağzına gelince Ammar yattı, Abbâd ise namaz kılmaya başladı.

Onları izleyen bir müşrik, namaz kılan Abbâd’ın silüetini görünce derhal bir ok attı ve ok eliyle koymuşçasına hedefini buldu. Ancak Hz. Abbâd, oku eliyle çıkarıp namaz kılmaya devam etti. Müşrik onun namaz kılmaya devam ettiğini görünce okun isabet etmediğini sanarak tekrar ok attı. Derken üçüncü kez ok attı. Çünkü Abbâd namaz kılmaya devam ediyordu. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. Müşrik onların iki kişi olduklarını görünce kaçtı.

Ammar, arkadaşından akan kanları görünce:

“Sübhanellah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?” diye sordu.

Abbâd’ın verdiği cevaba dikkat edin kardeşlerim:

“Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim.”(Kütüb-i Sitte, c.10, s.199)

Bu nasıl imandır, bu ne muhteşem teslimiyettir ki, vücuduna saplanan okları, bir iğneden farksız görüyor?

İşte sahabenin dünyasında namazdan daha önemli bir ibadet, ondan daha değerli bir davranış yoktu. Onun uğruna canlarını, mallarını, her şeylerini feda etmekten çekinmezlerdi.

4. Sabah namazının vakti güneş doğunca çıkar

Her namaz vakti, mühim bir inkılâp başı olduğu gibi, Allah’ın büyük bir tasarrufunun aynası ve o tasarruf içindeki İlâhî ihsanın mazharıdır.

Sabah namazının vakti de, çok mühim mesajları hatırlatmaktadır. Bu husus Sözler isimli eserde şöyle anlatılır:

“Fecir zamanı, güneşin doğuşuna kadar ilkbahar zamanına, hem insanın anne karnına düştüğü ana, hem göklerin ve yerin altı günde yaratılmasından birinci gününe benzer ve hatırlatır ve onlardaki İlâhî şuunatı ihtar eder.”

Görüldüğü gibi, sabah namazının vakti, “insan, dünya ve kâinat” ile ilgili çok önemli anları hatırlatmaktadır ki, bunlar hem mühim bir inkılâp başı, hem mühim bir tasarrufun ve İlâhî ihsanın mazharıdırlar.

Her namaz vakti gibi, sabah namazının vakti de çok mühimdir. Ne var ki, bazı Müslümanlar, sabah namazının vaktini bilmiyor ve önemsemiyor. Sanıyorlar ki, sabah namazı öğleye kadar kılınabilir. Oysa bu yanlıştır. Sabah namazının vakti, imsak vaktinde başlar, güneş doğunca biter.
Sabah Namazının Sünnnetinin Fazileti

Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Sabah namazının iki rek`at sünneti, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır.” (Müslim, Müsâfirîn 96)

SABAH NAMAZINA KALKMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Beş vakit olarak emredilen namazların hepsi de kıymetli ve ehemmiyetlidir. Birisi diğerinin yerine geçmez. Yalnız, bir kısmı daha faziletli ve daha sevaplıdır. Sabah namazı da bunlardan birisidir. Cenab-ı Hak bir âyette meâlen,

“Resulüm, sen onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de, batmasından önce de Rabbini hamd ile tesbih et, gecenin bir kısım saatleriyle, gündüzün de tesbih et ki Allah rızasına eresin.”  buyurmuştur.

Müfessirler bu âyette “hamd ile tesbih”ten maksadın namaz olduğunu bildirirler. Güneşin doğmasından önceki tesbih, sabah namazına işaret etmektedir.

Sabah namazının ehemmiyeti ve fazileti uyku vaktine tesadüf ettiği içindir. Herkesin uyku gibi tatlı ve nefse hoş gelen bir şeyi bırakıp her şeyin Yaratıcısına yönelmek, Ona yalvarmak, huşû ile secdeye gitmek, nihayetsiz âciz, fakir ve zayıf iken, sonsuz kudret, zenginlik ve kuvvet sahibi olan âlemlerin Rabbine dayanmak, Onu tesbih ve hamdetmek, Ona tâzimde bulunmak, kudsî bir lezzete, ulvî bir hazza insanı mazhar eder. Bu mazhariyetle beraber Allah’ın huzuruna kabul edilmenin, ona muhatap ve dost olmanın, ayrıca mukaddes bir vazifeyi yerine getirmenin rahatlığı ve huzuru insanın bütün benliğini kaplayacaktır.

Sabah namazı uyku saatine rastladığından uyanmak nefse ağır gelmektedir. İslâm âlimleri, uykusu ağır olan kimselerin erken yatıp namaz için uyanmalarını tavsiye etmişlerdir. Geç saatlere kadar oyalanıp namazı geçirmelerini doğru bulmamışlardır.

Sırf kasdî olarak veya ihmalden yahut gaflet ve mühimsememekten dolayı kazaya kalan namazların meşru mazereti olamaz. Böyle hareketler, ihmaller insanı günaha sokar. İnsanın ilk hesaba çekileceği amelinin namaz olması, bir vakit namazını kazaya bırakmanın bilerek ve isteyerek meydana gelmişse cezâyı netice vermesi, işlediğimiz kötülük zerre kadar bile olsa ihmal edilmeyip bize gösterileceği hakikati, bizi daima dikkate ve ihtiyata sevk etmelidir.

Sabah namazına kalkabilmek için her türlü tedbiri almak gerekir. Hattâ bir sefer esnasında, Peygamberimiz (a.s.m.) Hz. Bilâl’i sabah namazı için nöbetçi bırakmıştır.

Aslında dinimizde zorluk yoktur. İbadetlerimizi yapmak çok kolaydır. Sadece yapacağımız şey, dikkatli ve uyanık olmaktır. Sırf ihmal yüzünden namazı kılmamak bize çok pahalıya mal olur. Sabah namazını kıldığımız gün daha canlı ve şevkli oluruz. Kılmadığımız gün ise dünyevî işlerimizde bile bir isteksizlik, aksilik olduğu gibi psikolojik yapımızda da huzursuzluk meydana gelir. Meselenin uhrevî mesuliyeti ise daha acıklıdır.

Gece yatağa girerken maddî tedbir olarak çalar saati kurmanın yanında, mânevî tedbir olarak da “İnnâ âtaynâ” ve “Âyetelkürsi” gibi sûreleri okumak ve dua etmek uyanmamıza yardım edecektir. Çünkü Cenab-ı Hakk’ın bu iş için vazifelendirdiği melekler vardır.
Ayet ve hadislerde namaz.
“(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür.” (Hûd Sûresi 114)
“Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.” (İsrâ Sûresi 78-79)
“Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.” (Meryem Sûresi 59)
Osman İbni Affân radıyallahu anh  şöyle dedi:

– Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:

“Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir”. (Müslim, Mesâcid 260)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi.” (Buhârî, Ezân 9)

İbni Mes’ud radıyallahu anh  şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:

– Hangi ameller daha faziletlidir? diye sordum.

– “Vaktinde kılınan namaz” buyurdu.

– Sonra hangisi? dedim.

– “Ana babaya iyilik etmek” cevabını verdi.

– Daha sonra hangisidir? diye sordum.

– “Allah yolunda cihâd etmektir” buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 5, Mevâkît 5, Cihâd 1, Edeb 1, Tevhîd 48)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i:

– Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız? der. Farzların eksiği nafilelerle  tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” (Tirmizî, Mevâkît 188)

Mehmet Akif’e sormuşlar: “Bu ülke ne zaman gelişir, diye. O da cevap vermiş: Cuma namazına gelen cemaat, sabah nazmazına da geldiği zaman.
Değerli dostlar! Sabah namazının fazilet ve hikmetlerinden istifade edebilmemiz için namazı vaktinde kılmalıyız. Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki “Şüphesiz Hz. Allah her namaz vaktinde şöyle seslenir: Ey âdemoğlu, (yaptığınız kötülüklerin sebebiyle ) kendiniz için yakmış olduğunuz ateşlerinizi, namaz kılmakla söndürünüz.”[4]

Evet, “Namaz dinin direği”, “ Mü’minin miracı” ve Her hasenat ve kemalatın  menbaıdır. Namazlarımızı Kur’an, sünnet ve kuralları çerçevesinde huşu ve tefekkürle kılalım ki namazdaki yüksek hakikatler bize de nasip olsun.
Rabbim yaptığımız ibadetleri kabul buyursun.
Bizi ve neslimizi huşu içinde devamlı namaz kalanlardan eylesin. Amin

[1] . Nisa Suresi: 103

[2] . Ahmed Davudoğlu, Mevkufat Mülteka Tercümesi c. 1, Sağlam Yayınevi, İstanbul 1991, sh. 111

[3] . A. g. e, sh. 112

4] . Taberani. İmam Suyuti, Camiu’s-Sağir, Aydın Yayınevi: 1/678

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.