MUSTAFA ALYAZ; VATANDAŞ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I ÇOK SEVDİ
www.hbrma.com imtiyaz sahibi Mustafa Alyaz’ın yeni yazısı
1940 model arabayı değiştiremedik gitti. Seçimler ülkenin bekası ile doğru orantılı halde, söylemlerin hepsi paralelleşti.
Paralel yapılanmalardan kurtulduk derken, paralel siyasetçiler türedi. Ortak noktası ‘Türkiye’ olacak bir siyaset ortamı oluşturulamadı. Kim, kiminle, kim için ne yapıyor belli değil. Ortalık toz dumandan daha beter hale geldi. El üstü olması gerekenler bel altı oldu.
Tam düzlüğe çıktık derken yine engeller sarıldı Türkiye’nin başına. Paralel bitti, ekonomik darbe geldi, o gitti meyve sebze derken yine geldik seçim arifesine.
Siyasetin-siyasetçinin bir mazereti olmamalı artık. Çünkü vatandaş bıktı. Vatandaşa söylenecek söz kalmadı. İstediler ki şu kronik sorunlar çözüm bulsun; elektrik, doğalgaz, manav, market faturaları can yakmasın. Devlet tanzim satışı deyince bir anda halde fiyatlar %50 düştü. Elektrik, doğalgazda da bu yaşanmaz mı? Özelleştikçe vatandaşın cebinden daha çok para çıktı. Seçim çalışmaları tencere-tava hikâyesine döndü.
Mazeret üretmek kolay, çözüm üretmek zor. Vatandaş, milletvekilinden samimiyet istedi. Milletvekili sarılamadı vatandaşa. Neler oluyor faturalar arttı, bir konuşun dendi, cevap alamadı vatandaş.
Tepkilerin temeli cevapsız kalan sorular. Rantlar, işgüzarlıklar, siyasi manevralar kimsenin umurunda değil. Vatandaş kendi derdine çözüm arıyor sadece. Onu da kimse tınlamadı.
Milletvekilleri nerede hata yaptık diye düşünmedi hiç. Artık kimse yüz vermezde oldu. Kendilerini yüksekte gördüler, hata-kusur yakıştırmadılar hiç o jilet gibi takım elbiselerine.
Siyaset, hamasetten beslenenler sayesinde dalkavukluğa döndü. Şahsi çıkarlar, toplumsal çıkarların önüne geçti. Eh, bunu gören vatandaş da uzaklaştıkça uzaklaştı. Hatır gönül meselesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan için hepsine göz yumuldu. Ve vatandaş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok sevdi. Diğerleri kendinde keramet aramasın. Alınan oy kimsenin kara kaşına gözüne verilmedi. Recep Tayyip Erdoğan için verildi.
Halk yerel yönetimlerden memnun değil. Solcu partilerin elinde bulunan belediyeler için solcular, sağ partilerin elinde bulunan belediyeler için sağcılar memnun değil. Ortak nokta ise kronikleşmiş çözülmeyen sorunlar. Ve bunları da her iki kesimde çok iyi biliyor ve vaatleri de bunun üzerinden.
Belediyecilikte yeni bir çizgi aşılayan Ak Parti, yerel yönetimlerde ki denetimsizliğin önüne geçemedi. Yine aynı durum diğer partili belediyeler içinde geçerli. Adaletli, liyakatli ve ehliyetli yönetim şekline geçilmediği sürece de sorunlar askıda, çözümler bahanelerin arkasında kalacak.
Kısa bir örnek, annem mahalleye taziye evi istiyor, park istiyor. Muhtar adayı yemin ediyor; ‘’İlk işim o olacak.’’ Şimdi sormak lazım, mahalle muhtarı mı yapıyor mahalleye yapılması gerekenleri yoksa o ilçenin belediye başkanı mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 23 Şubat Cumartesi Kahramanmaraş’a gelecek. Eminim ki meydan yine hınca hınç dolacak. Çünkü bu şehir Recep Tayyip Erdoğan’ı çok seviyor. İnşallah seçimi kazanan belediye başkanları da yapacağı işlerle kendilerini sevdirirler de vatandaş 1940 model aracı iteklemek zorunda kalmaz bu sefer.
1940 Model araba benzetmesi Cumhurbaşkanlı Hükümet Sistemi için oy isterken Mahir Ünal’ın benzetmesidir.
Kahramanmaraş olarak ötekileştiren değil, birleştiren bir seçim çalışması istiyoruz. Kahramanmaraş’ın geleceğine yön verecek Kahramanmaraş sevdalısı insanların görevde olmasını istiyoruz. Valisi’nden Başkanlarına, Kurum Amirlerinden Memurlara kadar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yiğitler otağı, şairler , ozanlar yurdu Maraş. Türkiye’nin kalem kaşı Maraş, kalbimin güneşi Maraş. Sizleri gönülden selamlıyorum Maraş. Can Maraş, Canan Maraş, güzeller şahı Maraş. Suları kevser, toprağı mercan Maraş, havası, toprağı kendisi bir başka güzel Maraş” sözleriyle noktalayalım…